Gözlerin çok ovuşturulması, yaşlanma neticesinde, kaza ve travmalardan sonra, kullanılan bazı ilaçlardan dolayı meydana gelir. Göz çevresi, yüzdeki en hassas bölgelerdendir. Bu gibi sorunların görülmesi, kişinin yüzünde olan estetiğin görüntüsünü bozar ve kişinin ağrı yaşamasına neden olur.
Göz kapağı düşüklüğünün (Pitozis) belirtileri nelerdir?
-Kapak tramvasının kazalar neticesinde meydana gelmesi,
-Kullanılan ilaçların göz kapağı düşüklüğü sorununa neden olması,
-Doğuştan meydana gelen göz kapağı düşüklüğü en riskli bulunan nedenlerden biridir.
-Çok fazla göz kapağının ovalanması tramva neticesinde oluşması,
-Göz kapağı kaslarının sinir bozukluğuna sahip olması göz kapağı düşüklüğü nedenlerindendir.
Göz kapağı düşüklüğü tedavi yöntemleri nelerdir?
Göz kapağı düşüklüğü tedavisi cerrahi operasyondan geçmektedir. İşlemde levator kası kuvvetlendirilip göz kapaklarının kaldırılması amaçlanır. Kapak düşüklüğü ameliyatı düşüklüğün tipi ve ağırlığına göre yapılmaktadır. Farklı teknikleri bulunmaktadır. Cilt kıvrımından veya üst göz kapağın altından izsiz ameliyat ile yapılır.
Yetişkinlerde olan pitozis ameliyatı genellikle lokal anestezi altında yapılan ameliyatlardır. Aynı günde hasta taburcu olur, ameliyat günü gerçekleştirilen bu uygulamaları şişlik morluk gelişimini engeller.
Göz kapağı düşüklüğü kendiliğinden geçer mi? Nasıl geçer?
Göz kapağının normalden çok daha aşağıda yani sarkık biçimde olması estetik ve sağlık açısından bazı problemler yaratmaktadır. Göz kapağı düşüklüğü problemi yaşayanların uzman doktora danışması gerekmektedir. Genellikle kendiliğinden geçmemektedir. Bazen bu problem genetik faktörlü olabilmektedir. Bu problem kişide doğuştan bu yana bulunuyorsa kendiliğinden geçmesi beklenmez.
Göz Kapağı Düşüklüğü Belirtileri Nelerdir?
-Göz kapağı aşağıya doğru sarkmaktadır. Bu sarkma bazen hafiftir bazen de gözü büyük oranda kaplamaktadır.
-Gözler sıklıkla sulanmakta ve kızarmaktadır.
-Gözde yorgunluk ve tembellik görülmektedir.
-Görmekte zorluk yaşanabilir. Buna bağlı bir şekilde bel ve boyunda ağrı görülmektedir.
-Yüz ifadesi donuk ve mutsuz görünür. Ayrıca gözde kuruluk oluşur.
Göz Kapağı Estetiği
Göz kapağı estetiği veya blefaroplasti, alt ve üst göz kapaklarına uygulanmakta olan, sarkan deri ve fazla kas dokusunun çıkarılması ve göz etrafında dokuların gerdirilmesine yönelik plastik cerrahi uzman doktoru tarafından gerçekleştirilen cerrahi uygulamaların bütünüdür.
Yaşın ilerlemesiyle beraber yer çekiminin de etkisi ile doğal olarak ciltte sarkmalar oluşur. Bu sürece paralel bir şekilde göz kapaklarında da torbalanma, renk farklılığı, kırışıklık, gevşeme gibi bulgular ortaya çıkmaktadır. Güneş ışınlarından, hava kirliliği, düzensiz uyku, sigara ve alkol tüketimi gibi etkenler ciltte yaşlanmayı artırmaktadır.
Göz kapağındaki cildin yapısı vücudun diğer bölgelerine göre çok daha ince yapıdadır. İnceliğinden dolayı da sarkmalar, torbalanma ve morarma çok daha belirginleşir. Üst göz kapağı bazı zamanlarda tek başına estetik kaygıdan dolayı değerlendirilebilir. Ciltte yer alan sarkmaların dışında yağlanma, kaşların düşmesi gibi hallerde de oluşur. Tüm bunlardan dolayı üst ve alt göz kapağı estetiği işlemleri yapılarak deformasyonlar giderilir.
Göz Kapağı Yaşlanma Belirtileri Nelerdir?
Alt ve üst göz kapağında görülen yaşlanma belirtilerinden bazıları şu şekildedir:
-Göz altlarında renk değişimi ve torbalanma
-Göz kapağı cildinde kırışıklık ve sarkmalar
-Üst göz kapağının düşüklüğü
-Göz kenarında oluşan kaz ayağı çizgileri
-Yorgun yüz ifadesi
olarak sıralanabilmektedir.
Göz Kapağı Estetiği Hangi Durumlarda Yapılır?
Yer çekimi etkisi, yaşlanma ve genetik faktörlerin zamanla beraber kişilerin alt ve üst göz kapağında değişiklikler oluşumuna sebep olur. Kas fazlalığı, deri ve yağ dokusunun fıtık hale gelmesi neticesinde göz kapaklarında torbalanmalar yaşanır. Bu torbalanmalar kişilerde yorgunluk, yaşlı ve uykulu görünümün meydana gelmesine neden olmaktadır.
Kişisel farklılıklara yönelik bazı kişilerde bu farklılıkları tümü birlikte gerçekleşmekte bazı kişilerde de sadece deri fazlalığı veya torbalanma oluşur. Göz kapağı estetiği bu problemlerin giderilmesine yönelik uygulanmakta olan ve yüzün genel kozmetik duruşunda pozitif farklılık oluşturarak genç görünümde olmasını sağlayan estetik cerrahi prosedürü açısından oldukça popülerdir.
Göz Kapağı Estetiği Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
İlk hafta göz kuruluğu yapacak aktiviteler olan bilgisayar kullanmak, kitap okumak ve TV seyretmek gibi aktivitelerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Bu aktiviteler ilk haftanın sonunda kendinizi iyi hissedebilmek şartı ile normal olarak yapılabilir. 2 hafta sonrasında yürüyüş yapılabilir, 3.hafta da koşu yapabilirsiniz. Ağır egzersizler, ağır yüklerin taşınması ya da kaldırmak gibi aktivitelerden 4 hafta bitimine kadar uzak durulması gerekir.
Göz sulanması nedir?
Bazı durumlardan dolayı meydana gelme olasılığı göz sulanması, genel de gözyaşının gözde
Çok miktarda olması neticesinde görülür. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı durumu gözyaşlarının burundan akmamasına ve göze gelmesine neden olmaktadır. Bu durum görüldüğünde gözde olması gerekli fazla gözyaşının olması olasıdır. Bunun nedeni gözyaşlarının akacak kanal olmaması olarak bilinir. Gözyaşı akacağı uygun kanalı bulamadığında gözde yoğun olarak birikmektedir.
Göz sulanması belirtileri nelerdir?
Göz sulanması çok basit şekilde fark edilen sağlık problemidir. En dikkat çekici semptomu kişide üzülme, ağlama ya da soğuk algınlığı, ağrı gibi durumların varlığı söz konusu olmadığında bile gözlerde damlayacak ve yüze akacak miktarda gözyaşı salgılanmaktadır.
Göz sulanması ile ilgili belirtilere bakıldığında;
-Göz etrafında ağrı ve şişlikler,
-Gözlerin açılıp kapatılması sırasında acı hissetme,
-Göz etrafında morarma,
-Gözden kan sızıntısı,
-Burun ve sinüsler çevresinde ağrı hissi,
-Göz problemlerine şiddetli baş ağrısının eşlik etmesi,
-Gözde yabancı madde olması hissiyatı,
-Sürekli süren kızarıklık problemi,
Göz sulanması nedenleri nelerdir?
-Soğuk algınlığı ve sinüzit,
-Duman ve parlak ışık gibi çevresel faktörler,
-Gözlerdeki çizilmeler ve yaralanmalar,
-Alerjiler,
-Göz kapağının içe ya da dışa dönüklüğü,
-İçe dönük kirpik problemi,
-Kullanılan bazı ilaçlardaki yan etkiler,
-Gözdeki yorgunluk,
-Göz kapağı iltihabı,
-Kemoterapi ve radyasyon içeren kanser tedavileri,
-Gözyaşı kanallarında oluşan tıkanıklıklar,
-Kirli, tozlu, rüzgarlı, soğuk ya da güneşli yerde olmak,
-Gözün içine yabancı cisim kaçması, kimyasal madde ve gözdeki yaşarmaya sebep olacak gazların göz ile teması,
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı neden olur?
-Etkilenmekte olan gözün kızarıklığı ve tahrişi,
-Göz kapaklarında meydana gelen kabuk oluşumu,
-Gözdeki mukus ya da akıntı,
-Bulanık görme,
-Konjonktivit ya da pembe göz gibi göz enfeksiyonları,
-Gözün iç kısmında ağrı ve şişme,
-Soğuk algınlığı, sinüs enfeksiyonu ya da gözyaşı kanalları ile alakası olmayan göz enfeksiyonu ile beraber sulu gözler geliştirilebilir.
-Tıkanan gözyaşı kanalı bakteriyel enfeksiyonun neticesiyse, diğer semptomlar ile beraber ateşte olabilmektedir.
-Göz etrafı ve göz kızarıklığı, gözyaşı kanallarına etki edecek ya da etmeyecek göz yaralanmasının bir neticesi de olabilmektedir.
Göz sulanması teşhisi nasıl konulur?
Önemli semptomların olduğu hastalarla bu semptomların görülmemesine yönelik göz sulanması problemi birkaç haftadan çok daha uzun süredir devam eden bireyler göz hastalıkları için başvuru yaparak uzman doktorun muayenesinden geçilmelidir. Muayene sırasında doktor tarafından göz sulanması probleminin ne kadar zamandır sürdüğü, günün hangi vakitlerinde ve hangi eylemler esnasında artıp azaldığı, kişide ve ailede herhangi bir kronik rahatsızlığın olup olmadığını ve devamlı olarak kullanılan ilaçlar ile ilgili sorular sorulmaktadır. Bu şekilde tıbbi öykü alınmasından sonra fiziksel muayeneye geçilmektedir.
Doktor tarafından ışık altında inceleme ve farklı cihazların kullanımıyla göz herhangi bir lezyon, enfeksiyon ve entropiyon durumunun bulunup bulunmadığı araştırılmaktadır. Doktor tarafından gerekli görülmesi durumunda anestezi altında gözlerin detaylı olarak incelenmesi gerekebilmektedir.
Bu işlemlerin sonrasında göz sulanması için sebep olan problemler kolayca teşhis edilmekte ve tedavi aşaması başlatılmaktadır.
